Elinizi cenazelerden çekin

Psikolojik harekat ürünü törenler

Ali Emir Pakkan

Geçen bir haberin başlığı şu idi: 15 Temmuz mağdurları için toplanan paralar ne oldu? Cevap yok. Ama bakın 27 Mayıs mağdurları için toplanan yardımlar “alyans evleri” ne girmişti. Subaylar, bu evleri, yıllarca lojman olarak kullandı.

15 Temmuz’un yıldönümündeki kutlamalarla, 27 Mayıs kutlamaları arasında da benzerlikler çok!

27 Mayısçıların “hürriyet şehitleri” vardı. Olaylarda hayatını kaybeden 3 kişi için yüzbinleri sokağa döktüler. İsimleri meydanlara verildi. Devlet töreni ile devlet mezarlığına gömüldüler. Ancak sonra anlaşıldı ki ölenlerden biri tankın altında kalmış, diğeri yerde seken bir kurşuna kurban gitmişti. Cenazeleri aranan ve öldürüldüğü söylenen “şehitler” ise hiç bir zaman bulunamadı.
Çünkü iddialar bir yalandan ibaretti.

27 Mayıs’ın ordu içindeki bir çetenin işi olduğu yıllar sonra anlaşılınca bakın neler yaşandı?

20 yıl hürriyet ve anayasa bayramı olarak kutlanan 27 Mayıs, bayram olmaktan çıkarıldı. “Hürriyet şehitleri”nin adları tabelalardan söküldü ve sessizce cenazeleri Anıtkabir’den başka mezarlıklara nakledildi!

Bütün darbeciler, gerçeklerin üzerini örtmeye çalıştı. Kitlelerin yalanlara inanmaları için yıldönümlerini de kullanıldı.

27 Mayısçılar 27 Mayıs darbesinin tartışılmasını çıkardıkları bir kanunla yasaklamışlardı. 15 Temmuzcular özgür medyayı yok ederek sorunu çözdüler.

Ama gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu bulunuyor. 15 Temmuz yalanları da bir gün ortaya çıkacak. 251 kişinin kimler tarafından nasıl öldürüldüğü öğrenilecek! Psikolojik harekat ürünü yıldönümü kutlamalarına ise son verilecek!

Köprüde erleri linç edenler, askeri öğrencilerin boğazını kesenler kimdi? Görevi nereden aldılar?

Ergenekon yokmuş!

Ergenekon yokmuş!

Ali Emir Pakkan

Mahkeme böyle karar vermiş.
Sizi 1957’ye götüreyim.
DP dönemiydi.
Darbeye teşebbüs suçlaması ile bazı subaylar gözaltımna alınmış, askeri mahkemede yargılanmış ve delil yetersizliğinden beraat etmişlerdi.

Mahkeme, cuntacıları salıverirken, darbe hazırlığını haber veren subayıı mahkum etmişti! ( Günümüze ne kadar benziyor değil mi?)

Cuntacılıktan beraat eden subaylar, mahkeme önünde poz verdiler. Kim dergisi de bu fotoğrafı “Ordunun itibarı kurtuldu” başlığı ile kapağına taşıdı.

Peki ne oldu?

3 yıl sonra bu subayların da içinde bulunduğu askeri cunta, 27 Mayıs darbesini gerçejleştirdi! Demokraslmlz büyük yara aldı.

Cunta nasıl kurtulmuştu?

1960 sonrası darbecilerle yapılan röportajlarda ve hatıratlarında bu sorunun cevapları vardı.

Bir iki örnek vereyim.

Adnan Çelikoğlu, MSB müsteşarıydı, kendi ifadesi ile 27 Mayıs sabahına kadar onun cuntacı olduğunu kimse bilmiyordu. Çelikoğlu, bakanlığa gelen bir ihbar mektubunu sakladı ve mektupta adı geçenlere durumu haber versi. Hatıralarında şöyle yazıyor: ” Makarios yakalandı, kediler fareleri kovalıyor. ” diye Dündar Seyhan’ı uyardım.”

Ahmet Türkoğlu, Faruk Güventürk”ü tutuklamakla görevli subaydı. O da cuntacıydı. ” Aramada bulduğumuz belgeleri tutanağa geçirmedik.” diyor. Faruk Güventürk, “Tutuklanacağımızı önceden öğrendik, nasıl ifade vereceğimizi kararlaştırdık.” itirafında bulunuyordu.

Cuntalar 1954’ten itibaren kurulmuş ve bütün kritik noktaları tutmuştu. Yakayı ele verince delilleri katarttı, ağız birliği yaparak ifade verdiler. Mahkeme başkanını da ayarladılar. 27 Mayıs’tan sonra ise bütün demokrat subayları ordudan tasfiye ettiler.

Ergenekoncular bir gün hatıralarını yazarsa benzer cümleler kuracaklardır. O cümleler içinde, 15 Temmuz’un 6-7 Eylül olayları gibi “başarılı bir özel harp işi” olduğunu anlayan satırlar da yer alacaktır.